Göz sağlığınız, yaşam konforunuz için büyük bir öneme sahiptir. Ne yazık ki bazı hastalıklar, gözlerinizin sağlıklı işleyişini etkileyebilir ve göz sağlığınızı bozarak, yaşam konforunuzun olumsuz etkilenmesine neden olur. Keratokonus bu hastalıklardan birisidir.
Görüş üzerinde doğrudan etkili olan göz hastalığı, ilerleyen dönemlerde ciddi görme sorunlarına da neden olabiliyor. Hastalığın belirtilerinden ve sonuçlarından söz edeceğiz ama önce söz konusu hastalığı bir tanıyalım.
Keratokonus Nedir?
Keratokonus, gözün en dış katmanında yer alan saydam korneanın, normalin üstünde incelmesiyle öne doğru konik bir şekil almasıyla ortaya çıkan bir göz hastalığıdır.
Kornea, gözün en önündeki saydam tabakadır. Işığın göze ilk girdiği bölge de kornea tabakasıdır. Burada tabaka, dışarıdan gelen ışığın kırılarak retinaya odaklanması kısmında görev alır.
Keratokonus oluşumu ile beraber kornea öne doğru sivrilerek incelir. Şekil bozulmasıyla korneada işlev kaybı da ortaya çıkmaya başlar. Işık doğru bir şekilde retina görme alanına odaklanamaz. Bunun sonucu olarak da gözde görme kaybı, görmede bozukluk durumları ortaya çıkar.
Ayrıca Keratokonus hastalığı ilerleyici göz hastalıkları kategorisinde bulunmaktadır. Bu nedenle tedavi edilmemesi durumunda daha ciddi görüş bozukluğu sorunlarına da neden olabilmektedir.
Keratokonus Neden Oluşur?
Yapılan bilimsel çalışmalar, hastalığa tam olarak neyin neden olduğunu ortaya çıkaramamıştır. Tam olarak neden belli olmamasına karşın, bu konuda bilimsel çalışmaların da devam ettiğini söyleyebiliriz. Yapılan çalışmalar neticesinde günümüzde bu hastalık için en yaygın neden olarak göz ovuşturmanın öne çıktığını belirtelim. Sık sık sert bir şekilde göz ovuşturmak, en sık rastlanan nedenlerden biri olarak değerlendirilebilir.
Keratokonus Ne Zaman Gelişir ve Kimlerde Ortaya Çıkar?
Birçok göz hastalığının aksine keratokonus hastalığı genelde erken yaşlarda ortaya çıkmaktadır. Yapılan çalışmalar ve bilimsel araştırmalar, genelde bu hastalığın ergenlik dönemi başlarında ortaya çıktığını göstermiştir.
Ergenlik döneminde başlayan hastalığın zaman içerisinde ilerlemesiyle beraber 20-25’li yaşlarda, şikayetler hissedilir derecede ortaya çıkar. Bu hastalık tedavi edilmediği durumda genelde 40’lı yaşlara kadar korneada oluşan incelme de devam eder. Dışa doğru konik yapı ve incelme devam ettiği süre boyunca da daha büyük görme sorunlarıyla karşı karşıya kalınabilir.
Yapılan çalışmalar gösteriyor ki 35-40’lı yaşlardan sonra korneada oluşan eğrilme ve incelme, etkisi durmaya başlar. Bu da ilerleyen yaşlara doğru hastalığın ilerleme hızının durması anlamına geliyor.
Hastalığın ortaya çıkış durumu ve ilerleme durumu ise oldukça değişken olarak tanımlanabilir. Hastalık hem kadınlar hem erkeklerde gözlenebildiği gibi tek gözde ya da iki gözde birden de görülebilir.
Keratokonus Belirtileri Nelerdir?
Hastalığın ilk evrelerinde birçok kişi, böyle bir göz hastalığına yakalandığının farkında değildir. Zira keratokonus genelde yavaş ilerler. Belirtilerin ortaya çıkması zaman alabilir ve kişiden kişiye farklılıklar gösterebilir. En yaygın belirtisi ise bulanık görme sorunlarıdır. Bunun dışında öne çıkan diğer belirtileri de hemen aşağıdaki gibi sıralayabiliriz.
- Işığa duyarlılık
- Parlak görme ve görüntüde parlamalarla karşılaşma
- Araç sürerken ya da yazı yazarken görme zorluğu çekme
- Düz çizgilere bakıldığı zaman çizgilerin dalgalı ve çapraz görünmesi
- Kontakt lens kullanımında, lenslerin göze oturmaması gibi sorunların yaşanması
- Gözlük değiştirilmesine karşın, bir türlü net görüşün sağlanamaması
- Gözlerde alerjik durumların oluşması ve kalıcı olarak gözlerde kaşıntı sorununun ortaya çıkması
Bu belirtilerin biri veya birkaçı ortaya çıkmışsa en azından şüpheyi gidermek adına uzman bir doktora başvurabilirsiniz.
Keratokonus Nasıl Teşhis Edilir?
Keratokonus belirtileri kısmında da söylediğimiz gibi bu hastalık her hastada farklı bir düzeyde seyredebilir. Genelde ilerleyişin yavaş olduğunu görürüz. Bu nedenle rutin olarak yapılan göz muayenelerinde teşhis edilmesi mümkün olmayabilir. Hastalığın tam olarak teşhis edilmesi için detaylı göz muayenesinden geçilmesi gereklidir.
Keratokonus Tedavisi Nedir?
Hastalığın tedavisinde farklı vaka durumlarına göre farklı tedaviler uygulanabilir. Tedavi noktasında en çok uygulanan yöntemleri de hemen aşağı sıralayalım.
Kişiye Özel Lenslerin Kullanımı
Hastalığın erken aşamalarında, görüşü biraz daha iyileştirmek ve hastalığın ilerleyişini durdurmak adına sert gaz geçirgen lenslerin ya da skleral lenslerin kullanıldığını görürüz. Bu lensler, tam anlamıyla keratokonus tedavisi için yeterli demek mümkün değildir. Kalıcı bir çözüm olarak öne çıkmaz.
Hastalığın ilerlemesini durdurmak ve korneayı daha güçlü hale getirmek adına uygulanan çapraz bağlama keratokonus tedavisinde, korneaya riboflavin damlalar uygulanır ve hemen ardından gözün ultraviyole ışığa maruz bırakılması sağlanır.
Bu şekilde kornea içindeki kimyasal bağların sayısı arttırılarak, daha sert ve dirençli bir yapı oluşturulmuş olur. Söz konusu yöntem kornea dokusunu tam olarak normal hale getirmek için yeterli değildir. Yöntem daha çok görüşün iyileştirilmesi, durumun daha kötüye gitmesinin engellenmesi ve hastalığın ilerleyişinin önüne geçilmesinde etkilidir. Yani keratokonus tedavisi için tek başına kapsayıcı bir yöntem sayılamaz.
KeraNatural
Keratokonus tedavisi için son noktalardan biri kornea naklidir. KeraNatural ise kornea nakli için yan etkisiz ve biyolojik çözüm sağlamaktadır. Yöntemde insan kornea şeritlerinin kullanılması sayesinde, herhangi bir yan etki oluşmadan doğal çözüme gidilmiş olur. İşlem aşaması da birçok yöntemden farklı olarak oldukça sancısızdır. Genel anesteziye ihtiyaç duyulmadan gözler, göz damlasıyla uyuşturulur ve lazer ile korneada oluşturulan tünele yerleşim yapılır.
Korneanın şeklinin düzelmesi, kornea tabakasının güçlenmesi ve görüşün iyileştirilmesi sağlanır.
Keratokonus nedir, belirtileri nelerdir ve nasıl tedavi edilir sorularına cevap aradık. İçeriğimizi bitirmeden önce ufak bir uyarıda da bulunalım. Yazımızda da bahsettiğimiz gibi keratokonus hastalığı farklı ilerleyiş izleyebileceği gibi daha ileri aşamalarda fark edilebilir. Erken tanı adına, düzenli göz kontrollerinin öneminin de büyük olduğunu unutmayın.
*Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.